CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, İsrail-İran Gerilimine Hükümetin Sessizliğini Eleştirdi

HABER: MEHMET OFLAZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, İsrail- İran arasındaki gerilime ilişkin hükümetin sessizliğini eleştirerek, ” Türkiye’nin üye olduğu uluslararası örgütleri harekete geçirmesi gerekiyor. Türkiye’nin diplomatik kanalları kullanması gerekiyor. Bu bölgedeki tansiyonun düşürülmesi gerekiyor” dedi.

CHP’nin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel, İran-İsrail arasındaki gerilime ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmede bulundu. Türkiye’den konuyla ilgili şu ana kadar herhangi bir açıklama yapılmadığını söyleyen Uzgel, “Bölgemizde bu kadar önemli bir gelişme yaşanmışken neredeyse 1973 yılından Ekim savaşından bu yana ilk kez İsrail’e bir başka devletten askeri saldırı gelmişken hükümetin bu tırmanmanma karşısında bölgede büyük bir gerilim yaratan, endişeleri arttıran, bu gerilim karşısında hiçbir ses çıkarmaması, hiçbir açıklama yapmaması başta Dışişleri Bakanı olmak üzere bir tane yetkilinin bu konuda herhangi bir yorumda bulunmamasını şaşkınlıkla izliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“TANSİYONU DÜŞÜRÜCÜ GİRİŞİMLERDE BULUNUN”

“Türkiye Cumhuriyeti bölgenin en önemli ülkelerinden biri tanesi. Bölgenin olmazsa olmazı. Aşağı yukarı her gelişme Türkiye’yi etkiliyor” diyen Uzgel, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin eylemleri bölgesel gelişmeleri etkileme potansiyeline ve gücüne sahip. AKP hükümeti ve Erdoğan yıllardır Türkiye’nin bölgede ne kadar etkili bir ülke olduğunu anlattı. Hatta bazen öyle yorumlar oldu ki ‘Bizden habersiz bölgede yaprak kıpıldayamaz’ dediler. Erdoğan dünya liderlerine ayar veren bir liderdi, meydan okuyordu, İsrail’e çok sert çıkıyordu. Ama Türkiye’nin hem objektif güç parametreleri açısından hem de AKP hükümetlerinin iddiası açısından baktığımızda bu kadar etkisizlik, bu kadar sessizlik anlaşılır da değil, doğru da değil. Hükümetimizin en azından sözlü olarak açıklama yapması lazım. Burada Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a görev düşüyor. Kendisinin istihbartçı bir geçmişi var. MİT Başkanı’ydı. Belki orada işler daha arka kapıdan, daha sessizce, daha görünmez bir şekilde yürüyordu ama dış politika böyle değil. Türkiye bölgedeki varlığını hissettirmeli, pozitif rolünü güçlendirmeli. Buralarda bu kadar sessiz olmak doğru değil, hükümetimiz açısından da çok eksi bir puan yazılıyor. Buradan Sayın Hakan Fidan’a çağrıda bulunuyorum. Lütfen hem sözlü olarak bir açıklama yapın, hem de Türkiye adına bölgede tansiyonu düşürücü girişimlerde bulunun.”

Özgür Özel’in konuya ilişkin paylaşımını hatırlatan Uzgel, “Bakın genel başkanımız Özgür Özel son derece anlamlı bir açıklama yaptı. Bu gelişmelerden duyduğu endişeyi dile getirdi, çözüm önerisinde bulundu. Ana muhalefet partisi lideri gayet net açıklamalar yaparken Dışişleri Bakanlığının, AKP hükümetinin bu konudaki sessizliği acz gibi algılanır, yetersizlik olarak görülür. Dolayısıyla bu görüntüyü ortadan kaldırmak gerekiyor.” dedi.

Türkiye’nin birçok uluslararası örgüte üye olduğuna ve diplomatik birikimine işaret eden Uzgel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama bir taraftan siz Türkiye’yi etkisiz bir ülke haline getirirseniz, uluslararası alanda güvenilmez bir hale getirirseniz, ne Ukrayna Savaşı’nda ne Gazze’deki savaşta ve insani dramda kimse hükümetin, Erdoğan’ın kapısını çalmıyor. Kimse Erdoğan’a mikrofon uzatmıyor. Bu doğru bir şey değil. Dış politikada Türkiye gibi bir ülke bir böyle sanki çok bölgenin lideriymiş gibi davranıp sonra bu kadar içeri çekilemez, bu kadar savrulamaz. İki uç arasında hareket edemez. Buradan tekrar sesleniyorum; inisiyatif alınması gerekiyor, Türkiye’nin üye olduğu uluslararası örgütleri harekete geçirmesi gerekiyor. Türkiye’nin diplomatik kanalları kullanması gerekiyor. Bu bölgedeki tansiyonun düşürülmesi gerekiyor. Çünkü bu gerilim, bu kuvvet kullanımı yani İsrail sürekli Suriye’yi, Irak’ı vuruyor. Buna karşılık olarak da İran buna cevap veriyor. Uzun menzilli füzelerini, dronlarını kullanıyor. Buradan bir çıkış yok. Buna bir şekilde müdahale edilmesi gerekiyor diplomatik olarak. Türkiye’nin elinde daha fazla araç var bu araçların kullanılması lazım.”